Suna ve İnan Kıraç Vakfı çatısı altında 2021 yılında kurulan Suna’nın Kızları ikinci yılını geride bıraktı. Proje, kız çocukların gelişim ihtiyaçlarını karşılayan eğitim imkânlarına erişmelerini ve bu süreci en çok kazanımla tamamlamalarını sağlayacak bir ekosistem oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. Suna’nın Kızları, desteklediği yapıların ve programların dezavantajlı koşullarda büyüyen kız çocukların ihtiyaçlarını gözetecek şekilde oluşturulmasını ve ortaya çıkan çalışmaların hem kız hem erkek çocuklara fayda sağlamasını hedefliyor.
Suna’nın Kızları Genel Koordinatörü Burcu Gündüz Maşalacı ile Türkiye’deki kız çocuklarının yaşadığı sorunları, ihtiyaçlarını, hayallerini konuştuk.
‘ERGENLİK BÜYÜK ENGEL’
- Türkiye’deki kız çocuklarının en önemli sorunları neler?
Kız çocuklarının en büyük meselesi çocuk ve kadın algısı. Kız çocuk olmak iki eşitsizliğin üst üste bindiği bir duruma işaret ediyor. Çocuğa hak eksenli olarak yaklaşılmıyor ve bir çocuğun cinsiyeti kızsa ergenliğe girdiği andan itibaren bir sürü eşitsizlikle karşı karşıya kalıyor. En büyük engel ergenlik olarak karşısına çıkıyor. İnsanların tamamının doğal olarak yaşadığı bir dönemin, nüfusun yüzde 50’si için engel teşkil etmesi korkunç bir şey. Artık çocuk olmaktan çıkıyor ve kadınların uğradığı ayrımcılığa uğramaya başlıyorlar. En büyük meselelerden biri de güvenli alanlara erişim oluyor.
Okul çocuğu korur. Okula eriştiğiniz an birçok kamu hizmetine erişmeye başlıyorsunuz. Okulda anne-baba dışında sizi gözeten yetişkinlerin olması bekleniyor. Ancak okullar kimi zaman yeterince güvenli olmuyor kimi zaman da erişilebilir olmuyor.
Şanlıurfa’da çalışma yaptığımız dönemde bir muhtar, “Kız çocuğumu okula göndermek konusunda çok istekliyim ama karanlıkta gidecek, karanlıkta dönecek bundan korkuyorum” dedi. O yüzden kız çocuk odaklı tasarım meselesini gündeme taşımaya çalışıyoruz. Akran ilişkilerinde yeterli güvenlik yok. Okullaşmada artış var ama istihdama katılmada hala rakamlar düşük. Çocuklar okula erişse bile nitelikli eğitime erişim, okulu birtakım kazanımlarla tamamlama konularında hâlâ ciddi engeller var. Engelli, kardeş bakımı hep ablanın yükü. Erken yaşta evlilikler hâlâ ciddi bir sorun ve gerçek sayıyı hiçbir zaman bilmiyoruz.
- Kızlar için öncelikli olarak neler yapılmalı?
Şanlıurfa en öncelikli sahamız. Suna’nın Kızları 32 sivil toplum oluşumundan oluşuyor ve mahalle, akran, okul temelli olarak çözümler üretmeye çalışıyor. Deprem bölgesinde gözümüzle gördük ki ergen kız çocukları ortada yok! Hepsi çadırlarında yaşıyorlar. Mekân yok. Büyük bir sıkışmışlık var. Çocuk yaşam merkezleri açtık. Merkezde mutfak alanı var, sessiz oda var. Mutfakta sohbet ediyorlar. Sessiz odada kitap okuyorlar, yalnız kalabiliyorlar. En büyük ihtiyaçları yalnız kalmak. “Durmak istiyorum”, “Sadece duvara bakmak istiyorum” diyorlardı. Sessiz odanın amacı bu. Üç merkez daha açılıyor. Adıyaman Vartana, Hatay Antakya ve Urfa Harran. UNICEF desteğiyle aralıkta üçü de açılacak. Toplam beş olacak.
GİYİMLİ KÖYÜNDEKİ KIZLAR OKULLU OLDU
Şanlıurfa’da “yaz enstitüsü” diye yeni bir program yaptık. Önemli, butik bir deney. Giyimli köyünden kız çocuklarla Koç Okulu’ndan öğrencileri bir araya getiriyoruz. Bu köyün tarihinde hiçbir kız çocuğu örgün eğitim kapsamında liseye gitmemiş. “yaz enstitüsü”ne katılan 18 kız çocuktan biri lise düzeyinde örgün eğitime başladı ve devam ediyor. Birlikte çalıştığımız iki kız çocuk ise açık liseden mezun oldu. 14 kız çocuk açıköğretime kaydoldu ve ders desteği alacak.
- 2024 projeleriniz neler?
Yaz enstitüsü Harran’ın farklı köylerinde devam edecek. Şanlıurfa’da 5 mahalle için bütün modellerimizi aynı anda uygulamaya çalışacağız. İstanbul’da topluluk merkezi kurulacak. 0-18 yaş arası kız ve erkek çocuklar gelecek.
Kız çocukların hayatlarıyla ilgili kararlarda söz sahibi olması için yapılan çalışmalara 2024 yılında da hız kesmeden devam edilecek.
KIZ ÇOCUK ODAKLI TASARIM NEDİR?
Kız çocuk odaklı tasarım, çocuk güvenliği ve çocuk katılımı temelinde mekânların, programların, faaliyetlerin kız çocuklar için, kız çocuklarla birlikte nasıl geliştirilebileceği üzerine düşünme, tasarlama ve uygulama sürecidir. Bu tasarım, tüm kız çocukların programlara, mekânlara, faaliyetlere erişebildiğinden ve bu faaliyetlerin ilgili hedef gruptaki kız çocuklara ulaştığından emin olmak için uygulanır.