YENİÇAĞ – Merve KIZILALP
İsrail’in Gazze işgali Ortadoğu petrolünün, Basra Körfezi petrolünün, ana boru hattının İsrail, Mısır, Libya hattından giderek Tunus’a uzanıp Avrupa’ya gidecek bir hat olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Söz konusu hat hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu hattın bir ucunun tarihsel olarak Fenikelilerin coğrafyası, Doğu Akdeniz’in kıyısı, (yani bugünkü İsrail-Gazze) öbür ucunun ise Tunus olan bir hattıyla karadan geçerek Avrupa’ya ulaşacak en güvenli boru hattı olduğunu açıkladı. Israill’in Suudi Arabistan’la yaptığı anlaşmayla (İbrahim Anlaşmaları) Katar ve Basra Körfezi gazının İsrail ve Sina üzerinden Libya ve Tunus’a giden hat olduğuna değindi.
Üşümezsoy, “Yıllarca ‘Doğu Akdeniz boru hattı’ diye olması mümkün olmayan hattı tartışageldik ve bunun üzerine Yeniçağ’da onlarca açıklama yaptım. Diğer taraftan Mısır. Israil ve Kıbrıs’taki, yani güney Kıbrıs’taki gaz hattının, potansiyelinin ileri sürüldüğü kadar çok yüksek olmadığını belirttim. Evet bölgedeki fay hattının potansiyeli yüksek ama Katar gazı ile İran gazıyla (yani Basra Körfezi gazıyla) mukayese edecek bir büyüklükte değil. Bu anlamda Katar gazının Mısır ve İsrail gazlarına katılarak Libya üzerinden Tunus’a giden yol en rasyonel yollardan biri olarak gözüküyor” dedi.
Türkiye’nin “kesik damarları” olarak bilinen Basra Körfezi yolunun Fırat-Dicle hattı boyunca, Türkiye’ye girip- Türkiye’den Avrupa’ya ulaşmasının önünü Şii hilali ve kürt Amerikan kuşağı tarafından kesildiğine değinen Üşümezsoy “Güney boru hattı olarak Doğu Akdeniz boru hattı gerçekçi olan projedir. Artı olarak son zamanlarda İsrail ile Türkiye’ye uzlaşarak bu boru hattının Türkiye’den geçirilmesi projesi söz konusuydu ama Gazze olayından sonra Türkiye’nin Filistin yanında yer alması İsrail’le yeniden barışma noktasını çok uzun süre dışa atmıştır.” dedi.
Prof. Üşümezsoy, dünyanın gaz ihtiyacının nasıl giderildiğine değinerek “Amerika’dan gelen dev kaya gazı tankerlerinde gaz sıvılaştırılır yani likit gaza dönüştürülür. Bu gaz Almanya ile Avrupa kıyılarına geldikten sonra burada yeniden gazlaştırma ünitelerinde sıvıdan gaza geçer. Böylelikle de Almanya’nın gaz ihtiyacı, Avrupa’nın gaz ihtiyacı bu yolla karşılanma noktasında gelir. Rusya’dan gelen gaza rakip bir gaz oluşturulur. Bir 250.000 tonluk dev gemiler Ragon gemilerde yeniden gazlaştırıldığı zaman 600 kat daha hacim çoğalarak 250.000 metreküp gaz yeniden gazlaştırma ünitelerinde 150.000 metreküp gaza döner. 150.000.000 metreküp gazla 100 gemiyle 15 milyar metreküp gaza ulaşmaktadır. Böyle olunca 400 geminin Avrupa kıyılarına gaz bırakması Avrupa’nın Rusya’dan aldığı gazı sağlayacak potansiyele sahip olması anlamına gelir. Ancak kıyılardaki yeniden gazlaştırma üniteleri henüz tamamlanmış değildir. Bunlardan biri de Dedeağaç’a yapılan büyük dev yapıdır.
Gazze’de ve Mısır’da gazlaştırma üniteleri yapılan gemilerle buradaki gazın Dedeağaç’a, Yunanistan’a taşınarak Avrupa’ya götürülmesi olanağı söz konusudur ama daha büyük bir imkan ise Basra Körfezi’nden İsrail’e – İsrail’den, Mısır üzerinden Libya ve Kartaca ‘Tunus’a’ ulaştırılması Avrupa’ya ana gaz hattını sağlayacak potansiyeldedir. Amerikan gazına, kaya gazına, ilave bu boru hattıyla gelen gaz hattı ikinci hattır. Üçüncü hatta Mısır ve İsrail’deki gazlaştırma ünitelerinden gemileri Likit gaz tankerlerine yüklenilerek Dedeağaç’a getirilmesine olanak sağlayacaktır.” dedi.
“Dedeağaç’ta Amerikan üslerinin kurulması aslında bu gaz ünitelerinin savunması içindir” diyen Üşümezsoy, Türkiye’nin bu anlamda, Rusya’dan gelen gazları, Türkmen gazını ve Rus gazını Trakya’dan Avrupa’ya gönderme projesinde bir alternatif olduğuna değindi.
Diğer taraftan kuzey hattından gelen boru hattının bombalanmasının Avrupa’yı, Amerikan kaya gazına ve Ortadoğu, İsrail, Mısır boru hattı ile gelen gaza bağlayacağını ifade etti. Üçüncü yol İsrail’den gemilerle Dedeağaç’a taşınan bölümün ise küçük bir hacim olduğunu söyledi.
Gaz konusunda Katar, İsrail ve Mısır’ın ortak çıkarları olmasına karşılık ikinci bir alternatif projesinin olduğunu belirten Üşümezsoy, Süveyş Kanalı’na paralel İsrail topraklarından geçen ve Gazze kıyılarından uzaklaşan ikinci bir kanalın oluşturulması projesinin varlığını açıkladı.
Üşümezsoy “Kızıldeniz’den giren gemi Ölüdeniz Körfezinden Gazze’ye ulaşarak Mısır-Süveyş kanalı projesine paralel onu bypass eden bir projenin yaratılmasıdır. Bu da Mısır ile İsrail arasında önemli bir çıkar ayrımı getirecektir. Bu da dünya finansı açısından, dünya ticareti açısından, Süveyş kanalına sahip olan finans gruplarına rakip bir finans grubunu yani Gazze kanalını açacaktır.” dedi.
Ortak başlık “İsrail-Gazze işgali biri Katar-İsrail-Mısır gaz hattını ortaya çıkarmak, ikincisi ise Mısır-Süveyş Kanalına paralel İsrail-Gazze kanalını açmaktır.
İnce 3 çizgiyle gösterilen Kızıldeniz, Gazze kanalının hattını göstermektedir.
Katar-İsrail-Libya-Mısır boru hattı ise kırmızı çizgiyle gösteriliyor.
“İsrail’in Gazze işgali öncesi Türkiye’nin İsrail’e iyi ilişkileri nedeniyle Mısır-İsrail gazının Israil önünden kıyıdan Türkiye’ye aktarılacağı projesi konuşuluyordu. Diğeri ise Basra Körfezi’nden Türkiye’ye İskenderun’a boru hattının gelişi tezini savunuyordu. Basra Körfezi’nden gelen boru hattı Şii hilali ve kürt Amerikan koridoruyla kesildi.
Mısır-İsrail gaz hattı ise İsrail’le ve Mısır’la iyi ilişkiler kurma çabasına rağmen Gazze olayından sonra bu da devreden çıktı ve geride yalnızca Basra Körfezi- İsrail- Mısır- Libya hattı gerçekçi olarak ortaya çıktı.”
Siyah çizgiler Basra Körfezi-Türkiye hattı ve İsrail-Mısır-Türkiye gaz hattını temsil ediyor.